Bir girişimci, mucit ya da işletme sahibiyseniz, fikri mülkiyet haklarını korumak sizin için kritik önemdedir. Ancak birçok kişi “Patent mi almalıyım yoksa marka tescili mi yaptırmalıyım?” sorusunda kararsız kalır. Aslında patent ve marka, birbirinden farklı amaçlara hizmet eden koruma yöntemleridir. Doğru tercihi yapabilmek için bu iki kavram arasındaki farkları ve hangi durumda hangisini tercih etmeniz gerektiğini bilmek gerekir.
Patent, yeni, özgün ve sanayiye uygulanabilir buluşları koruma altına alan bir fikri mülkiyet hakkıdır. Bir ürün, yöntem, cihaz ya da teknik çözüm geliştirdiyseniz, bunu 20 yıl boyunca yasal olarak koruma altına almak için patent başvurusu yapabilirsiniz.
Patent sayesinde buluşunuzu sizin izniniz olmadan kimse üretemez, satamaz veya ithal edemez. Böylece yaptığınız Ar-Ge çalışmalarının meyvelerini güvenle toplayabilir, buluşunuzu lisanslayarak ya da üretip pazara sunarak gelir elde edebilirsiniz.
👉 Örnek: Yeni bir tıbbi cihaz geliştirdiyseniz veya enerji verimliliği sağlayan özel bir teknoloji tasarladıysanız, patent almanız gerekir.
Marka ise bir işletmenin ürün veya hizmetlerini diğerlerinden ayırt etmeye yarayan isim, logo, sembol veya slogan gibi unsurları korur. Marka tescili, tüketicinin zihninde güven ve tanınırlık yaratır.
TÜRKPATENT üzerinden yapılan marka tescili, markanızı 10 yıl süreyle korur ve bu süre sınırsız olarak yenilenebilir. Yani bir marka, gerekli yenilemeler yapıldıkça ömür boyu korunabilir.
👉 Örnek: Bir restoran zinciri açtığınızda, restoranın ismini ve logosunu tescil ettirerek kimsenin aynı markayla faaliyet göstermesini engelleyebilirsiniz.
Kapsam:
Patent: Teknik buluşları ve çözümleri korur.
Marka: Ticari isim, logo, slogan gibi kimlik unsurlarını korur.
Koruma Süresi:
Patent: Maksimum 20 yıl.
Marka: 10 yıl, sınırsız yenileme ile süresiz.
Hedef:
Patent: Yenilikçi fikirleri ve teknolojiyi korumak.
Marka: İşletmenin kimliğini ve ticari itibarını korumak.
Başvuru Zorluğu:
Patent: Teknik belgeler, araştırma ve inceleme süreçleri gerektirir. Daha karmaşıktır.
Marka: Nispeten daha hızlı ve kolaydır.
Patent, teknik ve yenilikçi bir buluşunuz varsa gereklidir.
Ürününüz piyasada bir “ilk” niteliği taşıyorsa,
Rakiplerinizin kolayca kopyalayabileceği bir teknik geliştirdiyseniz,
Buluşunuzun ticari potansiyeli yüksekse,
patent başvurusu yaparak fikrinizi yasal güvence altına almalısınız.
Marka tescili, ürün ya da hizmetinizi piyasada ayırt edilebilir kılmak için olmazsa olmazdır.
Yeni bir işletme kuruyorsanız,
Ürün veya hizmetleriniz için özel bir isim, logo veya slogan kullanıyorsanız,
Rakiplerden farklılaşmak ve marka bilinirliği oluşturmak istiyorsanız,
marka tescili yaptırmanız gerekir.
Çoğu zaman işletmeler için en doğru yol, hem patent hem de marka tescili yapmaktır. Çünkü:
Patent, ürününüzü veya teknolojinizi korur.
Marka, ticari kimliğinizi ve müşteriyle bağınızı korur.
Örneğin, akıllı telefon üreten bir şirket hem cihazın teknik buluşlarını patentle korur hem de markasını tescil ederek pazardaki tanınırlığını güvence altına alır.
“Şirket kurmadan patent/marka alınamaz” düşüncesi: Yanlış. Hem patent hem marka başvuruları bireysel olarak da yapılabilir.
“Marka tescili her şeyi korur” düşüncesi: Yanlış. Marka yalnızca isim, logo ve benzeri unsurları korur; buluşunuzu korumaz.
“Patent çok pahalıdır, uğraşmaya değmez” düşüncesi: Yanlış. Evet maliyetlidir ama doğru bir buluş için büyük gelir imkanı yaratır.
Patent ve marka, farklı alanlarda işletmenizi koruyan iki güçlü araçtır. Hangisine ihtiyacınız olduğuna karar verirken buluşunuzun niteliğini, iş modelinizi ve uzun vadeli hedeflerinizi göz önünde bulundurmalısınız.
PatentGuard.ai gibi çözümler, hem patent hem de marka başvurularınızı tek yerde kaydetmenizi ve özellikle marka ihlal takibi yapmanızı kolaylaştırır. Böylece hem buluşlarınızı hem de ticari kimliğinizi daha güvenli bir şekilde koruyabilirsiniz.